Doğum Sonrası Yapılması Gerekenler

doğum sonrası yapılması gerekenler

Anne adayının hayatında hamilelik dönemiyle birlikte başlayan değişiklikler hiç şüphesiz doğumla birlikte zirve yapıyor. Dokuz ay boyunca heyecanla beklenen ailenin minik üyesinin kucağa alınması ile birlikte duyulan mutluluk yavaş yavaş yerini endişeye ve telaşa bırakabiliyor. Doğum sonrası dönemin hem anne hem bebek için konforlu ve sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için belli başlı noktalara dikkat edilmesi tahmin edilenden çok daha büyük bir fark yaratıyor.

Doğum Sonrası Sağlığınızı İhmal Etmeyin

Normal doğum yapan ve doğum esnasında epizyotomi uygulanan annelerin, doktorun önerdiği bakımı düzenli olarak uygulamaları gerekir. Bölgenin kuru ve temiz tutulması hızlı bir iyileşme süreci yaşanması açısından çok önemlidir.

Doktor tarafından reçete edilen ilaçlar varsa mutlaka kullanılmalıdır. Bazı anneler süt yoluyla bebeğe geçebileceği endişesiyle ilaçlarını kullanmaktan kaçınsalar da emin olun ki doktorunuz da bu ihtimali sizin kadar düşünüyor ve emziren annelerin kullanabileceği ilaçları öneriyordur.

Doğumun ardından loşi denilen kanamalar başlar ve yaklaşık 40 gün içerisinde azalarak sonlanır. Bu dönemde tampon kullanımı hijyenik nedenlerle tercih edilmemeli ve normal ya da külot ped kullanılmalıdır.

Sağlıklı Bir Beslenme Programı Uygulayın

Emziren anneler normalden daha fazla kalori, kalsiyum ve protein içeren bir diyet uygulamalıdır. Emzirme döneminde bir annenin günlük kalori ihtiyacı yaklaşık 3000 kalori olup enerji ihtiyacının giderilebilmesi için her gün yeterli ölçüde et, balık, tavuk, bakliyat, sebze ve meyve tüketilmesine özen gösterilmelidir.

Emzirme döneminde anneler öğün atlamamaya özen göstermelidir. Yağlı, unlu ve kızartma türü ve acı, ekşi, baharatlı, gaz yapıcı gıdalardan kaçınmalıdır. Bu dönemde sigara, alkol, çay ve kahve tüketilmemelidir. Kuru baklagiller, soğan, sarımsak, kabak, brokoli, karnabahar, acı baharatlar annenin sütünün tadında değişikliğe neden olabilir. Buna bağlı olarak, bu özellikte gıdalar tüketildiğinde bazı bebeklerde gaz oluşabilir ya da bebek emmeyi reddedebilir.

Annelerin emzirme döneminde uykusuz kalmamaya ve çok yorulmamaya özen göstermeleri uzmanlar tarafından önerilir. Emzirme ile birlikte sıvı ihtiyacı artacağı için normalden fazla su tüketilmesine dikkat edilmelidir. Protein ve karbonhidrat alımının dengede tutulması, meyvenin ve sebzenin ihmal edilmemesi sayesinde doğru bir beslenme programı uygulanmış olur. Böylece hem anne kendisini daha iyi hisseder hem de sütü artar. Sık sık emzirme annenin sütünün artmasını sağlayan son derece önemli bir etkendir.

Bununla birlikte süt kanallarının tıkanması emziren annelerin sıklıkla karşılaştıkları sorunlardandır. Sütün memeden yeterince boşalmaması nedeniyle süt kanallarının iltihaplanması ile oluşan bu durum acı veren, rahatsız edici bir durum olabilir. Bebeğin aniden sütten kesilmesi, beslenme programında değişiklik yapılması, emzirme esnasında bir göğsün tercih edilmesi, sıkı giysiler giyilmesi gibi nedenlere bağlı olarak oluşabilir.

Doğumdan Sonra Cinsel Hayat

Doğumu izleyen lohusalık süreci yaklaşık 40 gün sürer. Doğumun ardından göbek hizasındaki rahim yaklaşık 4-6 hafta içerisinde normal halini ve boyutunu geri kazanır. Gebelik süresince yumuşak ve esnek bir hal alan karın duvarındaki ve leğen kemiğindeki bağ dokusu ancak 4-5 ay sonra gerçek sağlamlığına kavuşur. Doğum sonrası süreçte yapılan uygun olmayan hareketler, bu bölgede yaralanmalara yol açabilir. Kegel egzersizleri leğen kemiği kaslarının kuvvetlendirilmesinde etkilidir. Ağrının ve ödemin azaltılmasını dolaşımın artmasını sağlayarak kas zayıflığını engeller. Dış genital organda hematom ve hemoroid rahatsızlıklarının oluşması riski azaltılmış olur.

Doğumdan sonraki lohusalık dönemi boyunca yani yaklaşık 6 hafta cinsel ilişkide bulunulmamalıdır. Kanama sona ermeden cinsel ilişkide bulunulması annede sağlık sorunları oluşmasına neden olabilir. Döl yatağı denilen ve rahim içerisini döşeyen kısmın enfeksiyondan korunmasını sağlayan ortam lohusalık kanaması ile hassas bir yapıda olur. Bu nedenle mikropların kolay üremesine elverişli bir ortam haline gelir. Ayrıca doğumun ardından rahim iltihaplanması daha kolay oluşabilir.

Doğumdan sonra ilk cinsel ilişki ile birlikte yeni bir gebelik oluşmasının önlenebilmesi için aile planlaması konusunda danışmanlık alınmalıdır. Günümüzde uygulanmakta olan modern aile planlaması yöntemleri erkeklere ve kadınlara ait yöntemler olarak sınıflandırılabilmektedir.

Kadına ait doğum kontrol yöntemleri kalıcı ve geçici yöntemler olarak uygulanabilir. Tüp ligasyonu diğer bir deyişle kadında tüplerin bağlanması kalıcı bir yöntemdir. Yumurtayı taşıyan tüplerin ameliyatla bağlandığı yöntemden sonra hamile kalınmaz. Bununla birlikte tüp ligasyonu kadının cinsel isteğinde azalmaya, adet düzeninde ya da vücut yapısında değişikliğe de yol açmaz. Geçici yöntemler; doğum kontrol hapları, gebelik önleyici iğneler, kadın kondomu, sperm öldürücüler, rahim içi araçlar, deri altı kapsülleri, diyafram ve vajinal halka sayılabilir.

Erkeğe ait geçici yöntem kondom; kalıcı yöntem ise vazektomidir. Vazektomi %100’e yakın koruma sağlayan bir doğum kontrol yöntemidir. Vazektomi yöntemi ile sperm taşıma ile görevli kanalların akımı testis çıkışından itibaren engellenir. Vaz referans olarak bilinen kanal bağlanır, kesilir ya da içine tıkayıcı bir madde koyulur. Bu yöntemin ardından spermin dışarı çıkması engellense de üretimi devam eder. Vazektomi uygulandıktan sonra erkeğin hormonal yapısında, cinsel istek ve penisin sertleşme düzeyinde herhangi bir değişiklik oluşmaz. Yalnızca testise yakın meni kanalları bağlanmakta olup penise ait damarlarda ya da sinirlerde yaralanmaya neden olan bir yöntem değildir.

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.